Son Dakika

İmplant, takma dişin sağlamadığı konforu sağlıyor

İmplant, takma dişin sağlamadığı konforu sağlıyor
Diş Hekimi Kenan Sevi:
 “Kaybettiğimiz dişi yerine koymanın en garantili yolu, implant uygulamaktır”
Diş Hekimi Kenan Sevi, kaybedilen dişi yerine koymanın en garantili yolunun, dişlerin eksildiği bölgelere implant uygulamak olduğunu belirterek, “İmplant tedavisinin bize sağladığı avantaj, doğadaki duruma en yakın çözümü elde etmektir” dedi.


Özel Akdeniz Ağız ve Diş Sağlığı Başhekimlerinden DT. Kenan Sevi, ağız içinde geniş bir alan kaplayan takma, çıkarma ve temizleme işlemleriyle uğraştıran takma diş yerine sabit, kişinin kendi dişine benzeyen dişler yapılmasının mümkün olduğunu söyledi. İmplant tedavisi ve ‘sinus lifting’ operasyonu hakkında bilgi veren Sevi, “Birçok vakada erken dönemde diş kayıplarından sonra, üst çenenin geri bölgesinde yeterli kemik hacmi kalmaz, zamanla kemik erimesi olur. Bu bölgelere biz sabit diş yapmak istiyorsak, mutlaka ‘sinus’ adını verdiğimiz, anatomik oluşumun alt kısımlarını kemiğe dönüşen malzemeyle doldurmamız ve ardından implant uygulamamız gerekiyor. Dolayısıyla üst çene geri bölgelerde, diş eksikliği bulunan birçok vakada biz, ‘sinus lifting’ operasyonunu uygulamak durumundayız” diye konuştu.

Protez yerine sabit diş implant
“Diş çürümesi, kazaya bağlı eksilme, diş eti hastalığından kaynaklanan kayıp gibi durumlarda, diş çekimi gerçekleştiğinde, diş eksikliği oluşan bölgelerde sabit diş yapmanın yöntemi implant yapmaktır” diyen Sevi, “Kaybettiğimiz dişi yerine koymanın en garantili yolu, dişlerin eksildiği bölgelere implant uygulamaktır. İmplant dediğimiz uygulama, yapay diş kökü uygulamasıdır. Çene kemiklerinin içerisine yerleştirilen, titanyumdan yapılma yapay diş kökleri, kemiğe kaynaştıktan sonra üzerine tek diş veya köprü şeklinde sabit protezler yapılabilmektedir. İmplant tedavisinin bize sağladığı avantaj, doğadaki duruma en yakın çözümü elde etmektir” ifadelerini kullandı.

Kimler implant yaptırabilir?
Sevi, büyüme çağını tamamlamış herkesin implant yaptırabileceğine dikkat çekerek, “Büyüme çağını tamamlamış, kemik büyümesi periyodunu geçirmiş bütün bireylerde, ileri yaş sınırı olmaksızın genel sağlık şartları uygulama yapmaya elverişli ise implant uygulaması yapılabilmektedir. Sinus lifting işlemini, genelde hekimler hastalarına önerirler. Röntgen tetkiki yapıldıktan sonra, o bölgede yeterli kemik olmadığını fark ettiğimiz anda işleme alırız” şeklinde konuştu.

“İmplant, takma dişin sağlamadığı konforu sağlar”
İmplant tedavisinin, hastalara konforlu bir yaşam sunduğunu ifade eden Sevi, şöyle devam etti; “İmplant yapılmayan hastaların, üst çene arka bölgeler için hareketli protez, yani takılıp çıkarılan protezi kullanması gerekiyor. Bu klasik bir yöntemdir fakat çok konforlu değildir. Birçok kişi damakta büyük bir alan kaplayan, takılıp çıkartılan protezleri kullanmak istemiyor. Bunun en güzel alternatifi implant oluyor, bunun içinde ‘sinüs lifting’ işlemi yapılması şart.”

“Operasyondan sonra sigara içilen ortamda bile durulmamalı”
Sevi, ‘sinus lifting’ ve implant tedavisi gören hastaların nelere dikkat etmesi gerektiğini ve nedenlerini de şöyle sıraladı; “Sinüs lifting işleminden sonra hastaların en çok dikkat edeceği şey sigara içmemektir. İlk 48 saat sigaradan uzak durmak çok önemli. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ‘sinüs lifting’ işleminden sonra sigara içen hastalarda enfeksiyon oluşması riski yükseliyor. Zira sigara içimi sırasında, burun kanalından sinüslere giren duman, bu bölgedeki iyileşmeyi durduruyor. Mikropların o bölgeye gitmesi halinde ise enfeksiyon kısa sürede gelişebiliyor. Bu nedenle en çok dikkat edilmesi gereken şey sigara içmemek, sigara içilen ortamlarda bulunmamak.”

Operasyondan sonra verilen reçetedeki ilaçların düzenli olarak kullanılmasının iyileşme süreci için son derece önemli olduğunu kaydeden Sevi, ilk 48 saat boyunca dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktanın da çok sıcak yiyecek ve içecek tüketilmemesi olduğunu söyledi. Yine operasyon sonrası yumuşak gıdalar tüketilmesi ve sert gıdaların operasyon bölgesine taşınmaması önerisinde bulunan Sevi, ağızdaki dokuları rahatsız etmemek için de çok fazla tükürme ya da ağız çalkalaması yapılmamasını istedi.

Kaynak: İHA

Bir yanıt yazın